“İşler zora girdiğinde hatırlamanız gereken ON faydalı öneri..”
“İşler zora girdiğinde hatırlamanız gereken ON faydalı öneri..”
Olanı olduğu gibi kabul et.
Acı çekmemizin sebebi olan bitene direnmemizden başka bir şey değil.
İçinde bulunduğunuz durumda sizi rahatsız eden olayla ilgili bir şeyler yapabiliyorsanız hemen harekete geçin ve durumu değiştirin!
Ama eğer değiştiremiyorsanız yapabileceğiniz iki şey var: Ya durumu olduğu gibi kabul edip negatif duygu ve düşünceleri bırakacaksınız ya da obsesif biçimde duruma kafayı takıp sefil olacaksınız.
Problem, sadece siz onun problem olduğunu düşünüyorsanız problemdir.
Çoğu zaman en acımasız ve kötü düşmanımız yine kendimiziz.
Mutluluk dediğinz şey gerçekten tamamen bakış açımıza bağlı.
Eğer bir şeyin problem olduğunu düşünüyorsanız duygu ve düşünceleriniz olumsuz olacaktır.
Ama eğer bunun sizin bir şeyler öğrenebileceğiniz, sizi büyütecek bir şey olduğunu görebilirseniz, bu artık problem olmaktan çıkar.
Bir şeylerin değişmesini istiyorsanız, kendinizi değiştirmekle başlamalısınız.
Dışarıda olan biten HER ŞEY iç dünyanızın bir yansımasıdır. Stres dolu kaotik yaşamları olan insanlara bakın, bunun en büyük sebebi iç dünyalarında da kaotik ve karmaşık hissetmeleridir.
Sıklıkla düşündüğümüz şey içinde bulunduğumuz koşulları değiştirdiğimizde hissettiklerimizin de değişeceği yönündedir.
Doğru olan bu düşüncenin tam tersi aslında: Duygu ve düşüncelerimizi değiştirdiğimiz anda, içinde bulunduğumuz koşullar kendiliğinden değişiverir.
Başarısızlık diye bir şey yoktur… Sadece kendimize “öğrenme fırsatı” yaratan deneyimler vardır.
“Başarısızlık” kelimesini sözlüğünüzden silin. Önemli şeyler başarmış bütün büyük isimlerin tamamı, defalarca “başarısız” olmuşlardır.
Thomas Edison ampulü bir türlü yakamadığında şöyle demiş: “Elektirik ampulünü icat etme konusunda başarısız olmadım; sadece onu yakmadan evvel işe yaramayan yüzlerce yol buldum”.
Sözüm ona “başarısızlık” denilen şeyleri alın ve onlardan öğrenecek şeyleri bulun.
Bir dahaki sefere nasıl daha iyi yapacağınızı öğrenin.
İstediğiniz bir şeye sahip olamıyorsanız bunun tek sebebi birden fazla şeye sahip olmak üzere olmanızdır.
Biliyorum bazen buna inanmak zor olabiliyor ama bu doğru.
Hayatınızı şöyle bir gözden geçirin; olmasını istediğiniz iyi bir şeyin gerçekleşmemesinin çok daha iyi sonuçlar getirdiğine dair sayısız örnek göreceksiniz.
Belki de o çok istediğiniz ama giremediğiniz iş, sonradan gelen rahat zamanlı işte olduğu gibi ailenizle daha fazla vakit geçirmenize izin vermeyecekti. Şuna derinden inanın: “Her şey olması gerektiği zamanda olması gerektiği gibi oluyor.”
İçinde bulunduğunuz anı kabul edin ve onurlandırın. Bu an bir daha asla gelmeyebilir.
Her anın içinde çok değerli bir şey vardır. Onu kaybetmeyin. O anda kötü gibi görünen bir şey bile hayatınız için son derece kıymetli bir hazine olabilir: “her anı değerlendirin”.
Arzularınızı sevgiyle bırakın.
Birçok insan “aklına takılan” şeylerle yaşıyor. Bunu şöyle açıklayabiliriz: Gerçekten arzuladığınız şeylere bağlanırsanız, o şeyler gerçekleşmediğinde duygularınız olumsuza döner ve bu tüm hayatınızı etkiler.
Bir şeyi istemek iyidir, ama bunu kafaya takmak yerine, istediğiniz şey olsa da olmasa da mutlu olduğunuzu bilmek (mutluluğunuzun o çok istediğiniz şeye bağlı olmadığının farkında kalmak) sizi özgürleştirir ve duygu durumunuz mutlu ya da nötr kalır.
Korkularınızı anlayın ve onlara minnet duyun.
Korku muhteşem bir öğretmendir. Ve yendiğiniz her korku sizi muzaffer kılar. Korktuğunuz şey ne olursa olsun bilin ki; korkunuzu yenmek için yapmanız gereken şey ısrarla korkunuzun üstüne gitmek ve bu konuda pratik yapmak.
Korku bir ilüzyondur ve korkup korkmamak bir seçimdir.
Keyif almak için kendinize izin verin.
Bir çok insan eğlenmek, rahat hissetmek ve keyif almak konusunda kendilerine izin vermeyecek kadar “problem”lerine ve içlerindeki karmaşaya odaklanmış durumda yaşıyor.
Öyle ki o sorunlar olmadan kendilerinin kim olduğunu bile tanımlayamaz durumdalar. Siz mutlu olmak için kendinize izin verin! Çok kısa anlar için bile olsa; olan bitenin zorluğuna değil içinde bulunduğunuz anda ki mutluluk verici olaylara odaklanın.
Kendinizi başkalarıyla kıyaslamayın.
…Hayatın bir yarış olduğu öğretiliyor bize: başarı, kazandığınız para, güzellik, sahip olduklarınız…
İlla kıyaslama yapacaksınız, sizden daha azına sahip olanlarla, sizden daha başarısız olanlarla, sizden daha az güzel görünenlerle kıyaslayın kenidinizi ve sahip olduğunuz her şeyle ilgili şükredin.
Yine de en iyisi sadece ve sadece kendinizle “yarış”tığınızı fark edin.
İçinde bulunduğunuz durumdan daha iyi bir durumda nasıl olacağınıza odaklanın.
Carol Morgan